11 Eylül 2011 Pazar

GEZİ STAJI

Safranbolu
İzzet Mehmet Paşa Cami
Padişah 3.Selim zamanında 1796 yılında Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından  yaptırılmıştır.  Tamamiyle kesme taştan yapılmıştır. Caminin merdivenleri ile Akçasu kanyonuna ve bakırcılar çarşına inilebilir.Caminin içerisinde özellikle tavanda süslemeler  çok fazla yer almaktadır.  Caminin avlusunda izzet Mehmet aşaya ait mezar bulunmaktadır.
Cinci Hamamı ve  Cinci Hanı
Eski Safranboluya girdiğimizde merkezde yer almaktadır.  Altından geçen su yolu üzerine yapılmış kemerlerin üzerine oturtulmuştur. Cinci Hoca tarafından yaptırılmıştır. Cinci Hamamı günümüzde de faal olduğu için içeriye girip inceleme fırsatı bulamadım. Fakat dış kısmında kubbe bölümünde tepede küçük açıklıklar var. Bunların üstü camla kapatılmıştır. Kadınlar ve erkekler bölümünün kapıları 2 farklı sokağa açılır. Cinci Hanında kullanılan yapı malzemeleri  olarak moloz ve kesme taş ile birleşim kısımlarında  horosan harcı kullanılmıştır. Kubbelerinde tuğla kullanılmıştır. Cinci Hanı 2 katlı bir yapıdır. Zemin katta önceden develerin bağlandığı develik kısmı bulunmaktadır.  Burası büyük archlı ve kalın kolonlu bir mekandır. Şu anda restoran olarak kullanılmaktadır. Üst kat ise  günümüzde otel odası olarak kullanılmakatadır. Ayrıca tarihteki kullanım işlevlerine dair  içinde heykellerin de bulunduğu  oda örnekleri gösterilmektedir. En üst katından  Safranbolu şehir manzarası izlenmektedir. Hanın kapısındaki büyük açıklıktan develer geçerken, küçük açıklıktan insanlar geçmekteymiş önceden.




Hıdırlık Tepesi
Hıdırlık tepesi Türklerin safranboluya geldikleri zaman konuşlandığı yermiş ve açık namazgah şeklinde. Yağmur duası ile hıdırellez kutlamaları burada yapılırmış. Tüm Safranbolu manzarası görülmektedir bu tepeden. Şu an içinde kafeteryası bulunmaktadır. Ayrıca Kurtuluş savaşının kahramanlarından Dr. Ali  Yaver Atamanın anıt mezarı ve Kumandan Hızır Beyin mezarı bulunmaktadır.
Kaçak Lütfiye Cami
Akçasu deresi üstüne kemerler kurularak yapılmıştır. Cami moloz taştan yapılmıştır. Çatısı ise ahşaptandır. Üstünde de kiremit bulunmaktadır.  Caminin ilk sıradaki pencereleri dikdörtgen, ikinci sıradaki pencerelerinin tepe kısmı üçgen şeklinde sivridir. Caminin iç kısmı çok sadedir. Süslemelere yer verilmemiştir.




Köprülü Mehmet Paşa Cami
Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin avlusuna büyük kemerli bir kapıdan gireriz. Arastaya açılan bir kapısı daha var. Caminin kubbesi miğfer şeklindedir. Caminin avlusunda güneş saati bulunmaktadır.  . Sabah 06:40 akşam 17:20 arasındaki zamanı metal plakanın gölgesine göre gösterir.


                                       


Kaymakamlar Konağı
Kaymakamlar konağı bir giriş katı ve 2 üst katlar olmak üzere 3 katlıdır. Giriş katında tarihten kalan çömlek, giysi , silah gibi eserler sergilenmektedir.  Giriş katının zemini Arnavut taşlarından  oluşmaktadır.  Merdivenler ahşaptandır. Birinci kata çıktığımızda cam kenarına koyulmuş sedirden oluşan bir oturma alanı ve döneme ait giysilerin giydirildiği heykeller bulunmaktadır. Bu katta haremlik ve  selamlık kısımları bulunmaktadır. Düğün zamanında damat ve diğer erkekler selamlık kısmında yemek yerken, haremlik kısmında ise gelin ve diğer kadınlar kına gecesi yaparlar. Ayrıca dönme dolap sayesinde kadınlar kendilerini erkeklere göstermeden yemek servisi yapabilmekteymiş. Odaların kapıları da direkt odaya açılmamaktadır. Dönme vardır oda girişlerinde.  Odalar abdestlik,kiler,merdiven ve sofaya açılır. Sofada oturulur,oyunlar oynananır, yer sofraları kurulurmuş. İkinci katta sofa , başoda(misafirhane), gelin odası, mutfak ve banyo bulunmaktadır.  Banyo yapılan bölüm dolap şeklinde kapakların arkasındadır. Buralar gündüzleri yorganların yastıkların saklandığı dolap görevini üstlenirken, akşamları yastık ve yorganların odaya inmesi ile duş almak için kullanılmaktadır.

Yemeniciler Arastası
Burada dükkanlar ahşaptan binalardan oluşmaktadır.  Karşılıklı birbirine açılan dükkanlardır bunlar. Dükkanların iç kısımlarında üretim yapılırken dış alandaki bölümlerinde bu ürünlerin satışı yapılmaktadır. Bu çarşıda hediyelik süs eşyaları, el işlerinin yanı sıra çarşıya ismini veren yemeni adındaki ayakkabılar da yapılıp satılmaktadır.

Demirciler-Bakırcılar Çarşısı
Burada sıcak ve soğuk demirci , bakırcı ve kalaycı esnafı bulunmaktadır.  Kapı tokmakları, sahan, döveç gibi bazı geleneksel ürünler satılmaktadır.Ayrıca Akçasu kanyonu da burada bulunmaktadır.
Kale
Kale içerisinde Eski Cezaevi, Eski hükümet konağı ve saat kulesi bulunmaktadır.
Safranbolu Kalesi’nin sur ve duvarları tamamen yıkılmıştır. Yüksekliği 20m. olduğu tahmin edilen kalenin yeri Hükümet Konağı’nın olduğu yerdir. Kalenin Bizans döneminde yapıldığı ve o zamanlar adının Dadybra Kalesi olduğu bilinmektedir.
            Hükümet Konağı
            Safranboluda kale olarak bilinen tepenis üstüne yapılmıştır. 1976 yılına kadar ilçenin hükümet binası olarak kullanılmaktaymış.  Şuanda kent tarihi müzesi olarak kullanılmaktadır. Müze binası kesme taştan yapılmış 3 katlı bir yapıdır. Zemin katta yörede bulunan yemenici,semerci,demirci,baharatçı, şekerci,kalaycı gibi esnaf ve zanaatkarların canlandırılması yapılmıştır.  Giriş katında Safranboluya ait belgeler,haritalandırmalar, kitaplar bulunmaktadır. Birinci katta ise Etnografya salonu,fotoğraflarla Safranbolu bölümü ve kaymakam odası  bulunmaktadır. Etnografya salonunda bakırdan eserler, silahlar,kılıçlar,eski giysiler, radyolar bulunmaktadır. Fotoğraflarla Safranbolu bölümünde yapılarda kullanılan tuğla ve kiremitler, Safranbolunun Osmanlı ve roma dönemlerine ait tarihi yapılarının, sosyal yaşamlarının, sokaklarının fotoğraflarla anlatımları ve madeni paralar, eski telefonlara rastlanmaktadır.

            Saat Kulesi
            Saat kulesi dar çok ince ve 20m uzunlukta  ahşap merdivenli bir yapıdır. Kalın duvarlara sahiptir ve içeriye küçük pencere açıklıklarından ışık gelmektedir. En üst katta saati kuran bir amcaya rastlamaktayız. . 7 günde bir kurulan saat, zembereksiz olup 60kg.’lık bir ağırlıkla çalışmaktadır.

            Eski Cezaevi
            Günümüzde restoran ve cafe olarak kullanılmaktadır. Hala cezaevi anılarına duvarlardaki yazılar ve resimlerle rastlayabilmekteyiz.
Bulak (Mencilis) Mağarası
Bulak mağarası ilçenin 8 km kuzeybatısında Bulak Köyü mevkisinde bulunuyor.Mağaranın toplam uzunluğu 6042 metredir. Mağaraya girildiğinde ferahlatıcı bir serinlik karşılıyor insanı. Mağaranın bazı bölümleri kristal parlaklığındadır.Değişik renklerdeki damlataşlar( özellikle sarkıt, dikit,sütun,duvar ve perde damlataşları) ile kaplıdır. Nefes darlığı, astım ve bronşit gibi hastalıklara iyi geldiği tahmin ediliyor. Türkiyenin 4. Karadenizin 2. En uzun mağarasıdır.
Eski Hamam
Bu hamam şuanda kullanılmamaktadır. Kadınlar kısmında yıkanma bölümünde kese olurlar, ter atarlar. Burası ortasında göbek olan bölümdür. Daha geniş tabanlıdır. 8 köşelidir. Ekostik tavanlıdır. Yani yankı vericidir.  El emeği ile yapılan murç madırga ile taş kurnalar vardır. Bunların dış köşelerinde lale figürleri vardır. Ayrıca kadınları sohbet ettiği ayrı bir alan vardır. Hamamın sıvasının içinde yumurta akı, kireç kaymağı, tuğla tozu ve hayvan kıtık kılı(günümüzdeki saçla benzer işlevi görmektedir.) bulunmaktadır. Bu horasan harcıdır. Bu kubbelere koyulur ve izolasyonu sağlar. Kubbelerde ayrıca kasnak bakır vardır. Bu kubbeyi sağlamlaştırır. Onun üstünde de 50cm-1.50 cm kalınlıklarında toprak vardır. Yerlerdeki taşlar ateş kayasındandır. Bu taşların arası kurşunla doldurulur. Hamam Kanyonun üzerinde kargir 2 kat kemer üzerinde 16 sütun üzerinde duruyor.


İncekaya Su Kemeri
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. İlçe merkezine 7,5 km uzaklıktadır.  Su kaynağından ilçeye su getirilmesine yarar. Genişliği 110-120 cm , boyu ise 116 m dir. & kemerden oluşur. Altında Tokatlı deresi bulunmaktadır. Ayrıca merdivenler yardımıyla kanyonun en aşağı kısmında yürüyüş ile doğa gezintisi yapma imkanı da vardır.
Yörük Köyü
Köydeki evler genellikle 2 katlı zemin kısımları taştan üst kısımlar ahşaptan yapılmıştır. Sokaklar tek aracın geçebileceği genişliktedir. Yollarda Arnavut taşları bulunmaktadır.  Burada özellikle görülmesi gereken yerler eski çamaşırhane ve Sipahioğlu konaklarıdır. Çamaşırhane kapısında 3 aşamalı kilit vardır ve kapıyı açmak için ilmeği kaldırmak gerekmektedir.Çamaşırhane Bektaşiler tarafından yapılmış ve Bektaşilerce kutsal olan on iki imamı temsilen on iki rakamına göre tasarımlar yapılmıştır. Çamaşırhanenin içinde ortada 12 köşeli bir göbek taşı vardır. Taşın ortasında bir su gideri bulunur. Kenarlar ortaya eğimlidir. Bu göbeğin her köşesi eşit yükseklikte değildir. Bayanların boyuna göre kolaylık sağlamak için farklı ölçülerdedir.Su taksimatına yarar.Tepeden su girer yanlardan çıkar.(Fotonun yanında).  İçinde su ısıtmak için 2 tane ocak bölümü ve 4 tane kazan yeri vardır. Kazanda kaynatılan çamaşırlar hopa denilen sopalarla dövülerek yıkanırmış.
Sipahioğlu Konağı ise 2 ye bölünmüştür. Konağın sağ taraftaki bölümü gündelik hayata ayrılırken , sol taraftaki bölümünde daha süslü bezemeli misafirlere ayrılan bölümü vardır. Konağın içindeki ahşapların genişliği zenginliğin ifadesidir.  Kapılar direkt odaya açılmaz. Haremliğe dikkat edilmiştir. Sebze ve Meyveleri koymak için duvarlarda üst kısımlarda raf vardır. Sol taraftaki bölüm  daha işlemeli bezemeli süslü odalar vardır.



Safranbolu Evleri
Safranbolu’da geçmişten bugüne korunan hemen hemen 2000 Türk evi bulunmaktadır.  Bu evler Safranbolu’nun iki ayrı bölümünde yeralmaktadırlar.  Bu bölümlerden biri şehir olarak bilinen kışlık kısmı ve bağlar olarak bilinen yazlık kısmıdır. Bağlar kısmındaki evlerin bahçeleri daha büyüktür. Şehir  yönetim merkezini n bulunduğu kale, alışveriş merkezinin bulunduğu çarşı,  ve evlerin bulunduğu Akçasu gibi semtlerden oluşmaktadır. Çarşıda üretim yaz kış devam eder. Kışlık kısım daha dar sokaklardan ve birbirine yakın evlerden oluşmaktadır. Yazlık kısmı ise daha geniş arazilerde kurulmuş evlerden daha yüksek alanda kurulmuştur. Halkın genelde bir yazlıkta bir de kışlıkta evi bulunmaktadır. Evler genelde dini yapılara, anıt eserlere dönük olucak şekilde  merkezi konumdadır.  Hiçbir ev diğer evin manzarasını kapatmaz. Şehrin ortasında bulunan meydana yönelik yollar, anıt eserlerin avluları  arnavut kaldırımlıdır ve dardır. Bu şekildeki taş kaplama ağaçların su almasını kolaylaştırır, sel sularına dayanıklıdır ve rutubeti en aza indirir. Safranbolu evinin boyutu ve biçimi aile yapısına ,iklim şartlarına ve kültürel-maddi zenginliğe bağlıdır. Evlerde haremlik selamlık vardır. Kapılarda görebiliriz bunu. Ailenin çocukları evlendirilince hep beraber yaşamaya devam ederler onlara ayrı bir ev açılmaz. Hayvanlar evlerin zemin katında bulunurlar. Ayrıca yağışlı iklim nedeniyle kapalı mekanlara çok ihtiyaç  vardır. Ayrıca yakacak ve yiyecek depolamak amacıyla büyük hacimli evlerdir. Evlerin yapımında taş,kerpiç, ahşap ve alaturka kiremit kullanılmıştır. Bahçeler sokaklardan taş duvarlarla ayrılmıştır. Evi din ve gelenekler nedeniyle dış ortama kapar.Bundan dolayı bahçe duvarları yüksektir. Merdivenler ahşaptandır. İkinci kat diğer katlara göre daha basıktır. Gündelik yaşam orta katta devam eder.Üçüncü katta tavanlar daha yüksektir. Sofa bulunmaktadır. Odaların giriş kapıları köşelerdedir ve paravana ile ayrılmıştır.Odların her birinde çekirdek aile yaşayabilecek kapasitededir. Her odada duş kabinleri şeklindeki dolaplar bulunmaktadır. Evlerin pencereleri dar ve uzundur. Üstlerinde muşabak denilen kafesler bulunmaktadır. Isınma ocaklarda sağlanır. Ahşap evlerde ısıyı tutmak zordur. Bundan dolayı mekanı ıstmak yerine insanı ısıtmak mantığı vardır. Evlerin bazılarının içinde serinlik vermesi ve yangından korunmak amacıyla havuzlar vardır.

4 Eylül 2011 Pazar

GEZİ STAJI

Amasra-Safranbolu
Amasra
Amasra Müzesi
Amasra müzesi 2 tane arkeolojik salonu ve 2 tane etnografik eser salonu olmak üzere 4 adet sergi salonuna sahiptir. Bahçesinde ise taş eserler sergilenmektedir.Bu arkeolojik ve etnografik salonlarda  Bizans ve Roma dönemine ait eserler,  üfleme yöntemiyle elde edilen cam biçimleri,  çömlekler, kandiller, Osmanlı sikkeleri,  el yazması kuran-ı kerimler, bakır eserler, Osmanlı döenmine ait silahlar, Çanakkale seramikleri, Ahşap el sanatı örnekleri, kilimler, takılar, Osmanlı dönemine ait kadın giysileri, heykel başları ve giyimli heykeller, sütun başlıkları gibi eserler yer almaktadır.



 Büyük Liman
Büyük Limanda balık ağlarını ve balıkçıları bulunmaktadır. Limanın başlangıcındaki taşlar kale surlarından sökülmüştür. Dalgaların fazlalığından dolayı mendireğin dış kısmı yoğun taş parçalarıyla kapatılmıştır. Bir kısmı yazın sıcak zamanlarında plaj olarak kullanılmaktadır. Ayrıca balık tutmak isteyenler ve yürüyüş yapmak isteyenlere de rastlarız.  Mendirek yığma taşların birbirine geçmesiyle yapılmıştır. Üst zeminde daha düzgün kesimli taşlar kullanılmaktadır.




Ethem Ağa Konağı
Karadağ’dan Amasra’ya gelen madenci Ethem Ağa  burada ailesi için tasarladığı evi yaptırmak istemiş. Öğrendiği bilgilere göre Türk ampiri denen üslupta bir yapıdır. Gittiğimde içine giremediğim için iç kısmını tam olarak bilemiyorum. Dıştan kargir duvarlı bir yapıdır.




Amasra Kalesi
Amasra kalesi ilk kez Romalılar döneminde, bugün ayakta duran surlar ise Bizanslılar döneminde yapılmıştır. M.S. 14. Ve 15. Yüzyıllarda Cenovalılar tarafından ön duvarlar ve kapılar yapılarak daha iyi savunmaya alınmıştır. Surlar, Boztepe ve Zindan mahallesinden oluşan iki ada kütlesini çevrelemektedir ve bu iki ada Kemere adı verilen Roma döneminde yapılmış bir köprü ile birbirine bağlanmaktadır. Surlar büyük blok taşlarla inşa edilmiş olup, kare şeklinde kulelerle tahkim edilmiştir. Amasra kalesi ortaçağ havasını günümüze yansıtan önemli kalıntılardandır. Kalenin dış duvarları 1m ye yakın kalınlıktadır. İç kısmındaki bölümlere ayırıcı duvarları ise 50 cm gibi daha kısa uzunluktadır. Kalenin içinde mahalle kurulmuştur. Mahaller bir ya da iki aracın geçebileceği genişliktedir. Kalenin içindeki evler genellikle 2 katlı evlerdir.



Kilise Mescidi
M.S.9. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş bir Bizans kilisesidir. Küçük bir şapel planında olup narteks kısmı üç bölümlüdür. Özenli tuğla işçiliği ile yapılmış olan kilise 1460 tarihinde Fatih Sultan Mehmet’in Amasrayı almasından sonra camiye dönüştürülmüştür. Cami 1930 yılında ibadete kapatılmıştır. Gittiğimizde kilise kapalı olduğu için içini gezme fırsatımız olmadı. Sadece kapının camlarında görebildiğimiz kadarıyla küçük bir fikre sahip olduk.



  Fatih Camisi
Kale içinde bulunan eski bir Bizans kilisesidir. Yapının orijinal tavanı tonozlu olup(tuğla ve harçla örülmüş, alttan obruk, yarım silindir biçiminde tavan örtüsü) göçme tehlikesiyle karşılaşılınca 1887 yılında onarımın ardından ahşap tavan ve çatı olarak yeniden yapılmıştır. Bu camide Cuma hutbesi kılıçla okunmaktadır. Osmanlı orduları tarafından fethedilen yerlerde devlet otoritesi, İslam hüküm ve adaletinin icrasının temsil etmesi sebebiyle, gerektiğinde komutanlar; bundan sonra kudret ve hakimiyetin kendilerinde olduğunu göstermek amacı ile fethin sembolü olarak o şehirde Cuma günü minbere kılıçla çıkıp , Cuma hutbesini okurlardı.


Kemere Köprüsü
Bizans Dönemine ait olan köprü 9.yy.da yapılmıştır.
Kemere köprüsü uzun yıllar deniz trafiğine kapalı kalmış,köprünün altı gemilerin onarımı için kullanılmıştır.Yaklaşık 14 yıl önce köprünün altının açılmasıyla gezi yatlarının yakından seyiri ve deniz tutlunlarının köprü altını yüzmek için mekan seçmeleri köprü görselliğini en üst düzeye çıkartmıştır.  Köprüden karşıdaki mahallelere geçerken kemerli bir kapının altından geçmekteyiz. Kemerli kapının üzerinde bulunan deliğe dilek tutularak taş atılır ve eğer taş o delikten girerse dileğin gerçekleşeceğine inanılır.




Küçük Liman (Direkli Kaya)
Amasra Küçük limanda bulunan Direkli Kayaların üst üste dizilmesi ile oluşturulmuş 7 metre boyunda tarihi kalıntılardan biridir. Uç kısmında kayanın içi oyularak yapılmış bir havuz göze çarpmaktadır bu havuz halk arasında Amasrist`in havuzu olarak bilinmektedir.
                                       



Bedesten
M.S. 1. Yüzyıl sonu ile 2. Yüzyıl başında yapılmış bir Roma eyalet meclis sarayı, baziliktir. Yapıya daha sonraki dönemlerde Bedesten denilmiş ve çeşitli yerlerden gelen kervanların konakladıkları ve mallarını sattıkları bir Pazar yeri olarak kullanılmıştır. Yapı beş büyük bölüme ayrılmakta olup ortadaki büyük bölümden diğer bölümlere kemerli kapılarla geçilmektedir. Duvar klasik örgü tarzında tuğladan örülmüştür.
                                     

Çekiciler Çarşısı
Hediyelik eşyaların satıldığı çarşıdır. Çarşıda yöreye özgü tel kırma , el oyması, kanviçe işler, el oyması ahşap süs eşyaları bulunmaktadır. Yörede ıhlamur,şimşir,ceviz,kiraz,kızılağaç, dişbudak gibi ağaçların bol olmasından dolayı ahşaptan çerez takımları, anahtarlık gibi süs eşyaları da bulunmakatadır.

28 Temmuz 2011 Perşembe

19.Gün

19.Gün

            Şap betonunun dökümünü görebilmek için Hasbahçe ilköğretim okuluna gittik.  Bizim inşaat alanımızdan farklı olarak merdiven tamamlanmıştı.  Doğru ölçülerdeki merdiven 2h+L=62,64 kuralına uymalıdır. Bir de farklı olarak yuvarlak pencere yapılmıştı. Yapılan konuşmanın ardından stajımız bir gün önceden sona erdi.